Şampiyonluğa geçtiğimiz kasım ayında havlu atan Beşiktaş’ta futbolcular çoktan dükkanı kapamış. Beşiktaş, taraftarlarına ‘eziyet’ ve ‘kahır’dan başka bir şey vaat etmiyor bu sene. Allah, siyah-beyazlı renklere gönül verenlere sabır versin. Her hafta 90 dakika boyunca büyük bir işkenceye maruz kalıyorlar.
Fernando Santos’un oyunu gelecek için hiçbir şey vaat etmiyor. Tünelin ucu kapkaranlık. Beşiktaş’ı adeta kendi yarı alanında bekleyen, geçiş oyunuyla neticeye gitmeye çalışan bir ‘Anadolu takımı’na çevirdi. Takımı tabiri caizse çorba yaptı. Kimin nerede oynadığı belli değil. Bazı futbolcuları görev bölgesinin dışında oynatarak verimini iyice aşağıya çekti. Örnek mi istersiniz; 10 numara Muçi’yi kanada atıyor, kanatta görev yapması gereken Rashica’yı orta sahada oynatıyor. Semih bir forvette, bir sol kanatta.
Al Musrati’nin sakatlığı geçti, ilk 11 başlamıyor. Yine aynı şekilde Worrall haftalardır yedek kulübesine mahkum. O zaman İngiliz stoperi neden transfer ettiniz diye sorarlar.
Başakşehir karşısında topa sahip olma oranı yüzde 30. İsabetli pasta ev sahibi ekip, Beşiktaş’ı 3’le çarpmış. Siyah-beyazlı takım, haftalardır genetik kodlarında olmayan bir anlayışla sahada mücadele ediyor. Acı ama gerçek, büyük takım hüviyeti yitirildi. Ne hücum etmeyi ne de savunma yapmayı becerebiliyor.
Galibiyet hasreti 4 haftaya çıktı. Taraftar haklı olarak isyanda. Türkiye Kupası alınsa dahi, -bu oyunla mümkün gözükmüyor- Portekizli teknik adamla vedalaşılmalı. Şimdiden teknik direktör arayışlarına başlanmalı. Zira bıçak kemiğe dayandı, Beşiktaş’ın Santos’la kaybedecek zamanı yok. Ezeli rakiplerle makas iyice açıldı. Takımın yüzde 70’i değişmeli.