Kepez ilçesinde yaşayan Kıyaseddin Özbil, 2 yıl önce tansiyonunun çok yükselmesi nedeniyle Kepez Devlet Hastanesi’ne gitti. Tetkikler sonrası Özbil’e kronik böbrek yetmezliği teşhisi koyuldu. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne giden Kıyaseddin Özbil, 2 yıl ilaç tedavisi gördü.
Rahatsızlığı ilerleyen Özbil, 3 ay önce diyalize girmeye başladı. Özbil’in 30 yıl önce hayatını birleştirdiği eşi Safiye Özbil, böbreğini bağışlayabileceğini söyledi. Doku uyumu testlerinin ardından Akdeniz Üniversitesi Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Merkez Müdürü Prof. Dr. Bülent Aydınlı ve ekibi tarafından Safiye Özbil’in böbreği, eşine başarıyla nakledildi.
‘SAĞLIĞIMA YAVAŞ YAVAŞ KAVUŞUYORUM’
Kıyaseddin Özbil, böbrek hastalığı nedeniyle zor zamanlar yaşadığını anlattı. Tansiyonunun yükselmesi nedeniyle baş ağrısıyla gittiği hastanede kronik böbrek yetmezliği teşhisi koyulduğunu aktaran Özbil, “Nerede nakil olabilirim, tedavi olabilirim diye araştırma yaptım ve en son Akdeniz Üniversitesi’nde karar kıldım. Sağ olsunlar en alt kademede çalışanlardan hocalarıma kadar hepsine çok teşekkür ederim. Çok iyi ilgilendiler. Şu an sağlığıma yavaş yavaş kavuşuyorum. 29 Aralık’ta ilk diyalizimi almaya başladım. 3 ay diyalizi aldıktan sonra Allah’a şükür nakil oldum. Diyaliz çok zorlu bir süreçti. 4 saat bağımlı kalıyorsunuz. Allah kimseyi diyalize bırakmasın” dedi.
‘ONA MİNNETTARIM’
30 yıllık eşinden nakil olduğunu söyleyen Özbil, “Eşim ‘Böbreği ben vereceğim’ dedi. Çok duygulandım. Çok zor bir süreç. Organ nakli konusunda herkesin duyarlı olması lazım. Nakilden hiç korkmadım. Ufak bir ameliyat gibiydi. Şu an kendimi çok iyi hissediyorum. Değerlerim yavaş yavaş düzeliyor. Sağ olsun hocalarımın hepsi iyi. İnşallah bu süreci böyle rahat atlatırım. Allah ondan razı olsun. Eşim bana yeni bir hayat bağışladı. İki bayramı beraber yaşattı. Hem Ramazan Bayramı hem de benim için büyük bir bayram oldu. Ona minnettarım. Onu çok seviyorum” diye konuştu.
‘HERKESİN BAĞIŞÇI OLMASI LAZIM’
Organ nakli bekleyen birçok kişi olduğunu vurgulayan Özbil, “Nakil için uygunsa bence herkes bağış yapabilir. Yapması da lazım. 8-9 yaşında çocuklar gördüm, çok üzüldüm. 15-20 yaşında gencecik çocuklar da vardı. Onlara bağış yapılabilir. Önceden bağışçı değildim. Yanlış yaptığımı anladım. Bağışçı olmam lazımmış. Herkesin mutlaka bağışçı olması lazım. Bir şey eksiltmiyor. Başka bir insana ömür boyu can veriyorsunuz. Bundan daha güzel bir şey olabilir mi” dedi.