Hızlı yemek yiyenlerin obezite ile karşı karşıya olduğunu belirten, Dr. Mehmet Akif Öztürk, önemli açıklamalarda bulundu. İşte detaylar…
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Akif Öztürk, hızlı yemek yiyenlerin yavaş yiyenlere oranla doymak için daha çok besin tükettiklerini söyledi.
Hollandalı bilim insanları tarafından 60 gönüllü üzerinde yapılan ve ‘American Jounal of Clinical Nutrition’ dergisinde yayınlanan çalışmaya göre; yeme hızı ne kadar azalır, çiğneme ne kadar uzarsa doyma hissi de bir o kadar az gıdayla sağlanabiliyor.
Öztürk, sadece bu çalışmaya göre böyle bir genelleme yapmak doğru olmasa da bu ve benzer çalışmaların bu tezi doğruladığını belirterek şunları söyledi:
“Hızlı yemek yiyenlerde daha fazla miktarda besin alımı daha fazla kalori alımı demektir. Bu durum da aslında obezite için ciddi bir risk faktörü oluşturur. Sonuçta obezite alınan kalori ve harcanan kalori arasındaki dengesizlikten kaynaklanmaktadır.
Ağız içi duyusal maruziyet (ADM), yani dil üzerindeki reseptörler vasıtası ile algılanan duyu hissi de diyebiliriz. ADM, çiğneme süresi uzadıkça ya da katı şekilli yiyecekler ile daha yüksek düzeyde olurken, sıvı ya da püre tarzında yiyecekler ile ve çiğneme süresi azaldıkça azalmaktadır. Diğer kavram ise adından da anlaşılacağı üzere (YH) Yeme Hızı kavramlarıdır.”
Akif Öztürk, “Gönüllüler yeme şekilleri farklı olacak şekilde gruplara ayrılarak gözlemlenmiş. Her bir grupta yer alan gönüllüler aralıklı olarak doyum anketlerine tabi tutulup aynı zamanda beslenmelerinin ilk dakikalarında ve beslenme sonunda gönüllülerin kan örnekleri alınarak kanda glikoz, insülin ghrelin ve pankreatik peptid hormon düzeyleri tespit edilmiş.” dedi ve sözlerine şunları ekledi;
“Daha fazla çiğneme süresi gerektiren gıdalar ile yemek sırasında açlık hissi de daha az oluyor. Bunun yanında yemek sonunda da yeniden bir öğün ihtiyacı da daha az olmaktadır. Araştırma daha hızlı yemek yiyenler ise yemek sonrası dönemde daha çabuk acıktıklarını bizlere gösteriyor.
Hızlı yemek yiyenlerde daha fazla miktarda besin alımı daha fazla kalori alımı demektir. Bu durum da aslında obezite için ciddi bir risk faktörü oluşturur. Sonuçta obezite alınan kalori ve harcanan kalori arasındaki dengesizlikten kaynaklanmaktadır. Sadece yavaş yiyerek kilo vermek tek başına tabii ki yeterli olmayacaktır. Sonuçta burada sadece kalori alımının sınırlandırılması değil aynı zamanda kişiler için harcanan kalorinin de belirli bir düzeyde olması ile optimal kilo kontrolü sağlanabilir. Ama şunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz ki yavaş yeme ile daha az miktarda besine ihtiyaç duymanın yanında, kontrol edilebilir bir yeme davranışı oluşturarak sağlıklı beslenme yolunda bir başlangıç noktası oluşturabiliriz. Çalışmaya göre hızlı yemek yiyenlerde yavaş yemek yiyenlere göre insülin salınımı yemeğin ilk dakikalarında ve sonunda daha az miktarda olmakta. Bu durum da özellikle şeker hastalarını düşünecek olursak insülin gibi kilit öneme sahip bir hormondan daha az yararlanma anlamına gelir.”
AA