I. Ulusal Topkapı Psikoloji Kongresi, İstanbul Topkapı Üniversitesi Kazlıçeşme Yerleşkesi Doğa Sigorta Konferans Salonunda gerçekleştirildi.
Çok sayıda akademisyen, bilim insanı ve araştırmacının katılım sağladığı kongrede, “Şiddet, Travma, İlişkilerde Sınırlar, Kadın Çalışmaları, Göç” gibi başlıklar konuşuldu.
Alanında uzman isimler konu başlıklarını ele alarak çözüm önerileri sundu.
Kongrenin açılış konuşmalarını gerçekleştiren İstanbul Topkapı Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Halıcı, kongrenin insan yaşamına büyük katkılar sağlayacağına inandığını ifade etti. Prof. Dr. Halıcı, kongrenin temasında yer alan “sınır” kavramına dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Ali Halıcı, “Sınırlar konusu elbette çok önemli. Birleşmiş Milletler’in üç projesinde koordinatör olarak yer aldım. Suriye’den Irak’tan çok insanla tanıştım ve çalıştım. Hem ülkemizde hem de dünyanın farklı ülkelerinde zaman zaman göçlere tepki gösteriliyor, “gelmesinler, ülkelerine dönsünler” gibi bir reaksiyon var. Göç etmek zorunda kalanları yakından tanıdığınızda insani duyguları daha ön plana çıkıyor. Çocukları, aileleri var ve hayatta kalmaya çalışıyorlar. Ben bu konuda önemli çalışmalar yaptım, onlarla bir arada oldum. Dolayısı ile bu şekilde çalışmalarda yer alınca bakış açınız da gelişiyor. Bu vesile ile temada yer alan sınır ve bir oturum başlığında yer alan göçe dair birkaç cümle etme fırsatı buldum. Çok teşekkür ediyorum” dedi.
Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Aslı Enez Darçın ise yaptığı konuşmada kongrenin önemine dikkat çekti. Prof. Dr. Darçın, “Neden bu temayı seçtik? Sınırlar, ruh sağlığı ve psikoloji birbiriyle ilişkili kavramlardır. ‘Sınırlar’ başlığına dahil olan bir diğer konu da göç meselesi… İnsanlar çeşitli nedenlerden dolayı artık çok hareketli. Ülkemiz de jeopolitik konumu, güney ve kuzeyinde yaşanan olaylar nedeniyle hem göç alan hem de göç veren ülke konumunda bulunuyor. Gönüllü – gönülsüz göçmen gibi iki farklı ayrım var. Ülkemizde mesleğini yurt dışında icra etmek için giden kişilere gönüllü göçmen diyebiliriz. Ancak savaşlar, politik nedenler, deport gibi süreçlerin getirdiği göçleri de gönülsüz göçmen olarak tanımlayabiliriz. Göçlerin ardından temel insani ihtiyaçlara erişim, entegrasyon gibi süreçler de ruh sağlığı konusunu çok daha önemli hale getiriyor. Sınırdan bir diğer kastımız ise mesleki sınırlar. Bir diğer sınır kastımız ise ilişkilerdeki sınırlar. “Sınır” kavramı ile psikolojinin birçok alanında karşılaşmak mümkün. “Hayır” diyemediğimiz, ikna olmadığımız ama karşı koyamadığımız her andan sınır ihlali olarak bahsedebiliriz.” ifadelerini kullandı.