Titanik enkazına turistik dalış yaparken geçen pazar günü irtibat kaybedilen Titan adlı mini denizaltının, ana kumanda gemisinden ayrıldıktan dakikalar sonra katastrofik bir patlama sonucu içindeki beş kişilik ekip ile birlikte tahrip olduğunun ortaya çıkması birçok soruyu da peşinde getirdi. Katastrofik patlamayla, denizaltının bir mili saniye içinde parçalandığı ve içindeki turistlerin de hemen can verdikleri değerlendiriliyor. Buna karşın, kurtarma ve arama çalışmalarının, 5 gün devam ettirilmesi ve Titan’da normal şartlarda bulunan oksijenin tükeneceği zaman şartları beklenerek, perşembeyi cumaya bağlayan gece, gerçek neticenin açıklanması şüpheleri artırdı.
Perşembe akşamı Titan ve içindeki 5 kişiden umutların kesilmesinden hemen sonra Batı medyasına bir anda denizaltıyla ilgili detaylı haberler düşmeye başladı. Bunlardan biri Amerikan Wall Street Journal (WSJ) gazetesine aitti. Gazete haberinde bölgede bulunan ve Amerikan kıyılarına yaklaşan şüpheli su araçlarını tespit etmekle görevli ABD donanmasına ait gizli sonarın Titanik’e dalış gezisindeki Titan’da gerçekleşen patlamayı aynı gün tespit ettiğini yazdı.
WSJ’ye konuşan bir yetkili, sonarın patlama sesini, tam da Titan’a ait kalıntıların bulunduğu noktada tespit ettiğini aktardı. Perşembe günü yapılan açıklamada mini denizaltının beş parçaya ayrıldığı ve kalıntıların Titanik’e 400 metre mesafede bulunduğu aktarıldı. Yetkili ilgili bilginin kurtarma operasyonuna yardımcı olmak için yetkili makamlarla paylaşıldığını da belirtti. ABD donanmasının pazar günü 09.45 itibarıyla deniz aracındaki 5 kişinin hayatını kaybettiği bilgisine sahip olduğu da yine ortaya çıktı.
Denizaltının, “Polar Prince” adlı gemiyle iletişimi, dalıştan 1 saat 45 dakika sonra kesilmişti. Ancak patlama ayrıntısı, perşembe günü, Titan’daki oksijenin biteceği belirtilen saate kadar kamuoyuyla paylaşılmadı. Ancak “oksijen stoku” tükendikten sonra, denizaltında bir patlama yaşandığı ve içerdeki beş kişinin hemen can verdiği bilgisi servis edildi.
Titan hadisesinin pazar günü dünya kamuoyuna duyurulmadan birkaç gün önce Yunanistan kara sularında 500 kadar düzensiz göçmenin can verdiği tekne faciası gündemde yer alırken, bir anda tüm Batı medyası Atlantik’teki kazaya odaklandı. Yunan makamlarının faciada ciddi sorumluluğu olduğuna yönelik iddialar birbir ortaya çıkarken, Batı medyasının Titan’a odaklanması, Atina’yı korumayı amaçlayan ve düzensiz göçmen meselesini göz ardı etmeye yönelik bir sansür mü uygulandığı ya da insanın canının değerine ilişkin bir ayrımcılık mı yapıldığı, sorusuna sebep oldu.
Eski ABD Başkanı Barack Obama, Yunanistan açıklarında meydana gelen göçmen teknesi faciasının üzerinde yeterince durmamasını eleştirdi. Atina’da konuşan Obama, “Dünya çapında anlık yayınlanan, olası bir denizaltı trajedisi var. Fakat bunun, 700 kişiden daha fazla ilgi görmesinin savunulacak bir yeri yok” dedi.
Titan’daki beş kişi arasında 58 yaşındaki İngiliz milyarder ve kaşif Hamish Harding; her ikisi de İngiliz vatandaşı olan Pakistan doğumlu iş insanı 48 yaşındaki Şehzade Davud ve 19 yaşındaki oğlu Süleymen Davut; enkazı onlarca kez ziyaret etmiş olan Fransız okyanus bilimci ve Titanik uzmanı 77 yaşındaki Paul-Henri Nargeolet ve OceanGate’in Amerikalı kurucusu ve CEO’su Stockton Rush bulunuyordu.
